Mimari Üslupta Süreklilikler
Kamusal alanda mimarlık, özellikle 19. yüzyıldan itibaren bir kimlik inşası aracı olarak kullanılmasıyla dikkat çeker. Yapılar, ulusun kendisini nasıl görmek ve göstermek istediğini, geçmişiyle nasıl bir bağ kurduğunu ve geleceğe dair nasıl bir vizyon ortaya koyduğunu da yansıtır; iktidarın ideolojik ve politik söylemlerini mekânda görünür kılan bir araç haline gelir. Osmanlı’nın son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında da bu durum farksızdır. 20. yüzyılda filizlenen ve literatürde “Birinci Ulusal Mimarlık Akımı” olarak anılan neoklasik üslup, Cumhuriyet’in