Dijital Topluluklar Yaratmak

Dijital topluluklardan çıkan ürün veya fikirlerin niteliğini, yaratılan içeriklerin üretim ve tüketimini, dijital topluluk oluşturma ve topluluğa dahil olma sürecini, bu süreçlerde rol oynayan farklı mekanizmaları ve aktörleri gittikçe karmaşıklaşan dijital ekosistemde nasıl ele alabiliriz? Dijital topluluklar kimin için var ve topluluk üyelerinin yararını ne ölçüde gözetebilir?

Dijital topluluklar, bilgisayar ağlarına erişim ve internet kullanımı ile daha fazla insanın çevrimiçi ortamda bir araya gelmesi ve paylaşımda bulunmasıyla beraber ortaya çıktı. Bu nedenle başlangıcını internet tarihi ile ilişkili düşünmemiz gerekiyor. Bilgisayarlar erişilebilir olmaya başladığı ilk zamanlarında, üniversitelerde daha küçük ve eğitimli bir topluluğun kullanımına açıktı. 90’larda bilgisayarların kullanımı yaygınlaşmaya başladığında ‘online communities’ kavramının öncülerinden Howard Rheingold, Whole Earth ‘Lectronic Link’in (WELL) topluluğu üzerinden dijital toplulukları incelemeye başladı, üyesi olduğu topluluk üzerinden topluluk dinamiklerini, üyelerin üzerinde durduğu konuları ele aldı. Rheingold, bu konu hakkında yazmaya başladığında, dijital toplulukların geleceği ve sosyal değişim yaratma potansiyeli üzerine daha iyimser bir hava hakimdi. Fakat sürekli değişen internet ortamı ve teknoloji ile Rheingold’un incelediği dijital topluluklar ve günümüzde bu toplulukların evrildiği yer arasında sosyokültürel, teknolojik bir uçurumdan bahsedebiliriz. Bu tarihsel gelişimi düşünürken geleneksel anlamıyla topluluk olma anlayışı ve dijital topluluklardaki bir araya gelme motivasyonları birlikte ele alınabilir. (van Dijk, 1997)

Globalleşme ve şehre göç ile birlikte zaman içinde geleneksel anlamıyla topluluk olma veya bir topluluğa dahil olma anlayışı da değişti. Geleneksel toplumlarda birbirine yakın yaşayan insanlar arasındaki doğrudan etkileşim bir beraberlik zemini oluşturuyordu. Aynı çevrede yaşayan insan gruplarının bir araya gelmesi ile oluşan topluluklara günümüzde benzer ilgi alanlarına sahip insanların farklı motivasyonlar üzerinden online veya fiziksel olarak bir araya gelen topluluklar da ekleniyor. Bu tarihsel değişimlerin toplum hayatı üzerindeki etkisiyle birlikte geleneksel anlamıyla organik bir topluluğa dahil olma yoksunluğu üzerinde duruluyor. Dijital toplulukların geleneksel toplulukların yerini tutabileceğini düşüncesine ek olarak bu durum, medya kuruluşlarının devletin büyük ölçüde yönlendirdiği kamu algısına alternatif sunmanın yanında kontrol ve kitleleştirme gibi amaçlarla kullanılabileceği kaygısını da doğurabilir.

Son yıllarda dijital kanallar üzerinden, beraberlik ve topluluk olma fikri birçok dijital platform tarafından teşvik edilirken, büyük sosyal medya şirketleri de bu akıma katılıyor. (Fernback, 2007) Gittikçe karmaşıklaşan bir dijital dünyada büyük platformların (Facebook, YouTube, Google) tekelleştiğine ve interneti merkezileştirdiğine de şahit oluyoruz. Yaratılan topluluklarda paylaşımlar insan eliyle derlenebilirken, üretilen içerikler çoğu zaman kullanıcıların işleyişine hakim olmadığı algoritmalar tarafından düzenleniyor. Marka adını daha fazla insana tanıtma amacıyla oluşturulan topluluklar, bu hedef etrafında kitle oluşturmayı mümkün kılıyor. Bu sayede şirketler kullanıcıların gönüllü olarak girdikleri bilgileri ve verileri daha kolay elde edip reklam, promosyon, pazarlama ve gelir elde etme amaçları için de kullanabiliyor. (Fernback, 2007)

Dijital topluluklar, ortak merak veya ilgi alanı üzerinden bir araya gelen insanlar ve gruplara paylaşım, birbirinden öğrenme ve destek imkânı da sağlıyor. Bilgi ve deneyim paylaşımı açısından bakıldığında, kişilerin her zaman ulaşamadığı imkânlara bulunulan lokasyondan bağımsız olarak ulaşmayı kolaylaştırıyor. Müzik, sanat ve edebiyat alanlarında bir araya gelen topluluklarda üyelerin çalışmalarını paylaşabilecekleri, geri dönüş alabilecekleri ve kendilerini ifade edebilecekleri bir alan sağlanabiliyor. Böylece yaratıcı, üretken amaçlarla, başkalarının bilgi ve deneyimlerinden açık yararlanma olanağı sunan toplulukların paylaşımları, açıklık değerleri de bu sayede bir farkındalık ve etki alanı ile buluşabiliyor. Belli değerler etrafında bir araya gelen topluluklar, üyelerine ilham bulabilecekleri ve desteklendiklerini hissettikleri bir yer açarken sanatsal dışavurum, öğrenme ve yenilikler için uygun bir kültür de oluşturabiliyor. Fakat platformların, büyük teknoloji şirketlerinin ve markaların öne çıktığı dijital ekosistemde bu tarz grupların faaliyetleri, öne sürdükleri ve sahip çıktıkları topluluk değerleri de arka planda kalabiliyor.

Dijital topluluklar geleneksel toplulukların yapısına katılan sosyal, kültürel, kişisel faktörler ile şekilleniyor. Kişiler iletişim tarzlarını, kimliklerini değiştirebilir ve gizleyebilirken, ortak bir ilgi alanı olan kişilerle paylaşımda bulunabiliyor. Dijital topluluklar, organize olma şekilleri, yer ve zamana bağlı kalmadan topluluk devamının sağlanabilmesi ve farklı sosyal çevrelerden kullanıcıların bir araya gelmesi gibi özellikleriyle organik topluluklardan farklı bir topluluk olma anlayışı sunuyor. Fakat dijital ortamda topluluk olma süreci daha değişken ve belirsiz olduğundan, dijital toplulukların geleneksel anlamıyla çevrimdışı toplulukların yerini tamamen alması olası görünmüyor.

Büyük platformların öne çıktığı günümüz dijital dünyasında topluluk değerlerini, bir araya gelme amaçlarını ve topluluk dinamiklerini gözden geçirmek oldukça önemli. Kullanıcıların sorularına cevap aradığı, yeni bilgiler öğrenmek ve deneyimlerini paylaştıkları kanallardan veri toplama ve internetin büyük bir market yerine dönmesi karşısında dijital okuryazarlık ve farkındalığı teşvik etmek, internetin hayatımızın farklı alanlarına etkisi hakkında daha eleştirel düşünmek kritik bir hale gelmiş durumda. Hangi kolektif çabaları gözettiğimiz üzerinde durmak, çeşitli sosyal kimlikleri, farklı sesleri içinde barındırabilecek adil ve kapsayıcı dijital alanların sağlanması; sağlıklı topluluk dinamiklerinin yaratılması ve kullanıcı haklarının gözetilmesi açısından bizi dijital topluluklar etrafında önemli bir sorgulamaya itiyor.


Kapak Görseli: Hannah Lane

Utrecht Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesi ile mezun oldu. Araştırma ve yazılarında çağdaş sanat, tasarım, bilim kurgu, dünya kurma pratikleri, feminist teknobilim ve eko-aktivizm konularına odaklanıyor.

Yoruma yanıt